Kısa Sürede 21 Kiloyu Nasıl Verdim?

Hayatı boyunca hiç zayıf olmamış bir kadın olarak sonunda dilediğim gibi kıyafet alışverişi yapabiliyor olmak benim hayatımın bir mucizesi. Ergenlikten itibaren aldığım kilolar, her zaman geri planda kalmama neden oldu. Voleybol oynamayı çok sevmeme rağmen fazla kilolarım yüzünden takıma kabul edilmeyeceğimi düşünerek hiçbir şekilde bir girişimde bulunmadım. Okuldaki etkinliklerin hiçbirinde görev almak istemedim. Arkadaşlarımın bana taktığı “tombik” ismi kabusum gibi peşimden geliyordu. Beni “tombik” diyerek seviyor olsalar bile bu benim içimde derin yaralar açıyordu. Çünkü ben “tombik” olmak istemiyordum. Lise bittikten sonra kız arkadaşlarım boy atmaya, güzel kıyafetler giyip makyaj yapmaya başladı. Tüm bunlardan geri kalıyor olmak beni daha derin bir depresyona sürüklüyordu. Makyaj yapmak, alışveriş yapmak ve gezmek için harcayacağım vakitleri hem evimde geçiriyordum. O zamanlar henüz 75 kiloydum. Çok istediğim Türkçe öğretmenliği bölümünü kazandığımda ise 80 kiloyu görmüştüm bile. Üniversite benim için bambaşka bir ortam demekti. Yeni insanlarla tanışmak, yeni arkadaşlıklar edinmek biraz daha dışa dönük olmamı sağladı. Ama gittikçe artan kilolarım sanki beni eve hapsetmek ister gibiydi. Kendimi derslere vererek okulumu en başarılı şekilde bitirdim. Kilolarım sayesinde asosyal olmak, belki de başarılı bir öğrenci olmamı sağlamıştı. Ancak başarılı olmak beni tatmin etmeye yetmiyordu. Sosyal hayatta da başarılı olabilmek için kilo vermem gerektiğini biliyordum.

Üniversiteden mezun olduktan sonra benim için stresli bir hayat başladı. Atanma telaşı içinde geçirdiğim günlerde çareyi hep yemek yemekte buldum. Gün içinde sürekli bir şeyler atıştırıyordum. Yemek yapmayı ve mutfakta vakit geçirmeyi sevmem de bunda etkiliydi. Her gün kek, börek ve farklı hamur işleri yaparak stresimi atıyordum. Sadece yaparak değil aynı zamanda yiyerek de. Yaptığım her şeyi bir oturuşta tüketiyor ve bu şekilde kendimi rahatlatıyordum. Atanma süreci boyunca tam 15 kilo aldım. Atanmayı beklerken bir gün öğretmenlik yapacağımı hayal ediyordum. Ve bir gün aynaya bakarken bu şekilde öğretmenlik yapamayacağımı hissederek kahroldum. Bu kilolarla çocuklarla nasıl vakit geçirecektim? Okula gittiğimde benimle dalga geçecekler miydi? Tüm bu düşünceler beni büyük bir korkuya sürükledi. O kadar endişelendim ki umarım atanmam diye düşünmeye başladım. Çok geçmeden bu düşüncemin de büyük bir yanlış olduğunu anladım ve o andan itibaren kilo vermeye karar verdim.

Diyet Araştırması

Yaptığım araştırmalarla bir sürü diyet listesi buldum. İlk defa diyet yapacak olmam beni hem heyecanlandırıyor hem de korkutuyordu. Diyete başladığım ilk günlerde koltuktan kalkamayacak duruma gelmiştim. Artık mutfağa gidip kendime yemek yapacak takatim bile olmuyordu. Açlığımı bastırmak için havuç, salatalık yiyordum. Bu şekilde kilo kaybedeceğime emindim. Bir gün tansiyonum düşüp de bayıldığımda böyle kilo vermenin mümkün olmadığını anlamıştım. Bu diyet hikayesinden sonra yediklerimi yakarsam kilo verebileceğimi düşündüm. Diyet yapmak yerine egzersiz yapacaktım. Bulduğum birkaç egzersiz videosuyla başladım. İlk hafta, spor yapıyor olduğum için çok mutluydum. Nasılsa kalori yakıyorum diyerek yemeye de devam ediyordum. 2 haftanın sonunda kilo kaybettiğimi göreceğim için çok heyecanlıydım. Ama tartıya çıktığımda 3 kilo daha almış olduğumu gördüm. Ne yaparsam yapayım kilo veremiyor ve üzerine almaya devam ediyordum.

Aristo Diyeti ve Dr. Gönül Ateşsaçan ile Tanışma

Sonunda arkadaşlarımın da ısrarlarıyla bir uzmanla görüşmenin en doğru yol olacağına karar verdim. Henüz bir uzmana başvurmadan atanmam gerçekleşmiş ve bir ortaokulda Türkçe öğretmeni olarak çalışmaya başlamıştım. Çalışma temposu içerisinde kilolarım yüzünden sık sık yorgun düşüyor ve nefes nefese kalıyordum. Diyet yapmak için bir uzmana başvurmak için önce bir araştırma yapmaya başladım ve Araştırma yaparken Aristo Diyeti ile karşılaştım. Aristo Diyeti’ni biraz araştırınca uzun süredir olan bir diyet olduğunu ve bu diyet ile zayıflayan bir sürü insan olduğunu gördüm. Diğer diyetlerle kıyasladığımda en çok dikkatimi çeken şey ise bu diyete başlayanların bunu kısa süreli bir diyet gibi değil de hayatlarına uzun yıllar uyguladıklarını görüp çok şaşırdım. Aristo Diyeti kitabının yazarı olan Dr. Gönül Ateşsaçan ile ilgili bir kaç video da izleyince kararımı verdim ve randevu alıp, koşa koşa Dr. Gönül Ateşsaçan’ın Caddebostan tarafındaki kliniğine gittim.

Dr. Gönül Ateşsaçan ve Aristo Diyetin Sürecinde Yaşadıklarım

Klinikteki çalışan arkadaşlar gerçekten çok nazik ve ilgiliydi. Klinik çok lüks ve oldukça şık. Randevu saatimi deniz manzarasında bekledim :)) Beni içeriye alıp dikkatlice şikayetlerimi ve problemlerimi dinlediler. Daha sonra SCIO adında bir çeşit test yaptılar ve bu test ile tüm alerjilerim, hastalıklarımı, vücudumdaki hassas organları ve vitamin eksikliklerimi gördüler. Yediklerim ve hareketsiz yaşamım yüzünden metabolizma hızım çok düşmüştü. Bir diyetisyenin vereceği listede damak tadıma uymayan, tatsız tuzsuz yemekler olacağını sanırdım. Ama Gönül Hanım’ın bana verdiği listeyi görünce inanamadım. Bu kadar yemeği yiyerek nasıl kilo verebilirim diye düşünsem de listeyi eksiksiz tamamladım. Çalıştığım okul evimden 20 dakika uzaklıktaydı. Arabayla gitmek yerine her sabah ve her akşam yürümeye başladım. Bana özel olarak hazırlanan diyet listemi eksiksiz tamamlarken hiç aç kalmıyordum, aç kalmadığım gibi gerçekten her öğünü heyecanla bekliyor ve severek yiyordum. Hatta bu kadar lezzetli yemekler yiyebiliyor olmak çok şanslı hissettiriyordu.

Sponsorlu Bağlantılar

Yorum At

Copyright © 2014-2024 YeniEvli.com Tüm hakları saklıdır.
sakarya escort - sakarya escort - sakarya escort - izmir escort - Bodrum escort - 1xbet - halkalı escort - avrupa yakası escort - şişli escort - avcılar escort - esenyurt escort - beylikdüzü escort - beylikdüzü escort - şirinevler escort - ataköy escort - avcılar escort - esenyurt escort - deneme bonusu veren siteler -