Dünya Moda Haftaları ve Son Trendler
Ciddi bir moda endüstrisi organizasyonu olarak dünya gündeminde önemli bir etkisi olan moda haftaları, bir hafta sürüyor. Moda tasarımcıları, moda evleri ve dünyaca ünlü markaların ev sahipliğinde gerçekleşen defilelerin asıl amacı, satın almak isteyen firmalara veya kişilere sezonun koleksiyonları ve trend parçalarını sergilemektir.
Her yıl gerçekleştirilen, dünyanın en önemli moda haftaları; New York, Londra, Milano ve Paris’te yapılıyor. Sonbahar & Kış koleksiyonları Ocak ve Mart ayları arasında, İlkbahar & Yaz koleksiyonları ise Eylül ve Kasım aylarında gerçekleştiriliyor. Moda dünyasının en önemli şehirleri olarak kabul edilen bu dört önemli başkent, moda haftaları boyunda tüm dünyadaki modaseverler tarafından takip ediliyor. Bu moda haftalarında firmalar, koleksiyonlarına ekleyecekleri modelleri titizlikle seçerken, moda tutkunları ise son trendlerin heyecanı içinde defilelere akın ediyor ya da soluğu ekran başında alıyor.
Sezonun trendlerini belirleyen bu moda haftaları, her sene oldukça coşkulu ve modacılar için heyecan vericidir. En sıra dışı parçalar bu dönemde sergilenirken, koleksiyoncular yaratımları ile adeta bir yarış havasına girer. Ve kısa süre içinde bu koleksiyonlar, dünyanın dört bir yanına yayılarak sezon trendlerini belirler.
Moda Haftası Ne Kadar Sürer?
Moda haftaları, 1 hafta süren organizasyonlardır. Bu etkinlikler, dünyanın en önemli şehirlerinde gerçekleştirilir. Bu haftalarda, modacılar ve tasarımcılar en yeni koleksiyonlarını görücüye çıkarır. Bunlar; kıyafet, çanta, aksesuar, ayakkabı vb. birçok moda ürünü ile yeni sezon trendleri sergilenerek dünyaya tanıtılır.
Moda Haftaları Hangi Şehirlerde Düzenlenir?
Moda haftaları genellikle New York, Paris, Milano ve Londra gibi önemli şehirlerde düzenlenir. Bu şehirlerde organize edilen moda haftaları dünya moda trendlerinin en önemli belirleyicisidir. Moda trendleri daha çok, bulundukları şehre göre şekillenir. Örneğin New York moda haftasında spor kıyafetler ön plana çıkarken, Londra moda haftasında ise daha modern ve kreatif tasarımları görmek mümkündür. Paris moda haftasında ise şık ve zarif bir stil dikkat çeker, Milano’da, daha çok abartılı özel koleksiyonlar sergilenir. İstanbul’da da olmak üzere dünyanın farklı şehirlerinde moda haftaları düzenlenmesine rağmen, modaya yön verecek güçte değildir.
Moda Haftalarında Öne Çıkan Trendler
Baş döndüren koleksiyonlarla moda haftaları geride bırakılırken, her zamanki gibi marjinallikte birbiriyle yarışan yeni koleksiyonlar trendleri belirlemek üzere görücüye çıktı.
Paris Moda Haftası kapsamında birbirinden ünlü tasarımcılar 2021 İlkbahar-Yaz koleksiyonunu tanıttı. Christian Dior’un koleksiyonu ile başlayan hafta, markaların iddialı tasarımları ile modaseverlere görsel bir şölen yaşattı.
Tasarımları ile yine dikkatleri üzerine çeken Hedi Slimane’nin yeni Celine koleksiyonu, takım elbiseleri yeniden yorumlayan maskülen stili podyumlarda boy gösterirken, Chanel daha çok plaj konsepti uyguladığı şovuyla sahil modasına damgasını vurdu. Bu koleksiyonda en çok dikkat çeken parçalar ise çift takılmış çantalar oldu. Louis Vuitton, adeta ¨Back To The Future¨ filmini hatırlatan koleksiyonları ile göz kamaştırdı. Özellikle yumuşak tonların hakim olduğu bu haftalarda 60’lı yılların modası geri döndü! Çiçekli elbiseler, desenli botlar, rengarenk güneş gözlükleri de sezon trendinin dikkat çeken parçaları arasında yer aldı. Geometrik desenler ve piliseler, kat kat elbise ve etekler de bu yılın trendleri arasında yerini aldı.
İşte Moda Rüzgarının Son Durağı Paris Moda Haftasından 2021 İlkbahar-Yaz Koleksiyonları…
Chanel, her sezonda olduğu gibi bu sezon da koleksiyonlarıyla moda severlerin kalbini fethetmeyi başardı. Yeni sezonun en trend modelleri ise yünlü kumaştan yapılmış elbiseler, ipek mini şortlar ve çan biçiminde etekler oldu. Chanel’in kullandığı bu birbirinden tarz parçalar, seyircisini adeta bir zaman yolculuğuna çıkardı. İzleyicisini kendine hayran bırakan Chanel, aynı zamanda ünlü Fransız bir Youtuber ve komedyenin sahneye atlamasıyla moda tutkunlarına unutulmaz anlar yaşattı.
Louis Vuitton’nun Nostalji Rüzgarı
Louis Vuitton’ın yaratıcı direktörü Nicolas Ghesquière, moda takipçilerini 1800’lü yılların Paris’ine götürerek podyumlarda nostalji rüzgarı estirdi. Hem kültürel hem de sanatsal açıdan görkemli olan bu yıllarda moda zirvedeyken, Ghesquière yeni sezona bu ruhu yansıttı. Bu dönemde daha çok, yaka çiçekleri, yuvarlak kollu gömlekler ve Gibson kızı saç modelleri hakimdi.
Alexander McQueen’den Bir İlk
Markanın, önemli tasarımcılarından Sarah Burton, sezonun bol çeşitli koleksiyonunu Paris Moda Haftası’nda sundu. Konuşmasında takım ruhunun önemli olduğunu dile getiren Burton, bu koleksiyonunda bir ilke imza atarak stüdyodan, İnsan Kaynakları departmanına kadar tüm McQueen çalışanlarının bu süreçte rol almasını sağladı. Bu dayanışma sonucunda tasarlanan elle işlenmiş iki elbise gecenin starı oldu.
Stella McCartney’den Ekolojik Duyarlılık
Yeni koleksiyonu ile çevresel problemlere dikkat çeken Stella McCartney her zamanki gibi optimist estetik algısı yaratan tasarımlarını sundu. Markanın en sürdürülebilir koleksiyonuna imza atan ünlü modacı, koleksiyonda yer verdiği materyallerin %75’ten fazlasının doğa dostu olduğunu ifade etti. Çevreye duyarlılığının yanı sıra, koleksiyonda daha çok şık ve sportif parçaları ön plana çıkardı. Çoğu yaratımlarında yer verdiği, hem feminenliği hem de dünyayı simgeleyen dairesel şekiller dikkat çekti.
Giambattista Valli’den Floral Yaratımlar
Ünlü İtalyan moda tasarımcısı Giambattista Valli’nin koleksiyonu çiçek açtı. Çiçeklere duyduğu tutkuyu podyumlara taşıyan Valli, yeni koleksiyonunda ıtrışahilerden, hezarenlere pek çok farklı çiçeği tasarımlarıyla buluşturdu. Koleksiyonuna daha fazla ihtişam katmak için, tasarımlarını Chantilly dantelinden yapılmış çiçekten şapkalarla süsledi.
Isabel Marant’tan Limitsiz Tasarımlar
Genç ve enerjik ruhunu markasının merkezine konumlandıran moda tasarımcısı Isabel Marant, yeni koleksiyonuyla estetikte yaş limiti olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Son yıllarda kavurucu sıcaklar yaşayan Fransa’nın etkisinde kalan Isabel, sınırsız tatil fantezisinden esinlenerek denim şortların öne çıktığı “festival kızı” temalı yaz modasına damga vuran yaratımlara ışık tuttu. Tasarımcının imzasını taşıyan birbirinden şık ve dikkat çeken detaylar, adeta Coachella festivalindeymişsiniz hissini uyandırdı. Özellikle boyfriend Jean tasarımlarıyla bilinen markanın yeni kot koleksiyonu, bir kez daha profesyonelliğini kanıtladı.
Balmain: “ kim olduğunu sahiplen”…
“Kim olduğunu sahiplen.” Mottosuyla yola çıkan, ünlü moda tasarımcısı Olivier Rousteing, kendisini ve kökenlerini keşfederek koleksiyonuna yansıttı. Rousteing’in çocukluk yıllarından esinlenerek ortaya çıkardığı yeni koleksiyonu, 1990’ların sonları ve 2000’lerin erken dönemlerine ait izler taşıyor. Christina Aguilera, Britney Spears ve Destiny’s Child dinleyerek büyüdüğünü söyleyen Rousteing’nin tasarımları arasında, Beyonce’nin Crazy in Love klibindeki giysilerinden esinlenerek hazırlanan parçalar da yer alıyor.
Celine Burjuva Destinasyonundan İzler
Trendsetter marklardan biri olan Celine, yeni koleksiyonunda 60’lar ve 70’ler esintisi yaşattı. Bu koleksiyonun baş aktörü olan Hedi Slimane, yeni tasarımlarında rotasını Celine’nin 1974 yılında burjuvaları için yapmış olduğu bir mağazasına çevirdi. Bu doğrultuda kreasyonunda; blazer ceketler, çizme kesim kot pantolonlar, ipek elbiseler ve hippi stillere yer verdi.
Givenchy “bilinçli bir gelecek”
1993 yılında Calvin Klein’da çalışmak için New York’a taşınan İngiliz tasarımcı Clare Waight Keller, moda dünyasının en ihtişamlı günlerine tanıklık etti. O dönemde, Naomi Campbell, Cindy Crawford, Kate Moss, Claudia Schiffer gibi ünlü isimler, podyumlarda fırtına gibi eserken, moda tasarımcıları kıyafetlerden daha fazla ilgili gördü. Bir röportajında; “New York’a ilk geldiğim zamanlar erkek çocuk gibi giyiniyordum, içe dönük çocuksu bir yapım vardı” diyen Keller, bir Fransız moda evi olan Givenchy’nin yeni koleksiyonu için 1993 döneminden ve New York sokaklarından esinlendiğini söyledi. Keller, her ne kadar koleksiyonunda tamamlayıcı kompozisyonlar yerine daha çok zıt parçalara yer verdiği için eleştirilse de defilesinde sergilediği Jean pantolonlar oldukça beğeni topladı. Özellikle de geri dönüşümü zor olan maddeleri, yeniden kullanılabilir haline dönüştürme yöntemi; upcycled ile üretilen kumaşlar “bilinçli bir geleceğin” işaretini verdi.